HİKAYEMİZ

BASINDA BİZ

Tıpkı Filmlerdeki Gibi

Bir çocukluk hayalinin gerçekleşmiş halidir Şaşkın Balık. Geçmişimize dair simaların, şarkıların, repliklerin ve gerçek duyguların harman olduğu mekan, "Nerede o eski muhabbet" sorusunun cevabıdır;Tıpkı filmlerdeki gibi...

Efkan Usta'nın hikayesi 1990 da Pera Palas'ta çatal bıçak silerek, paspas yaparak başladı. Zeki çocuktu çabuk kavradı, zamanla ve sabırla onca zorluğun arasında bile dudağının yanındaki o sıcak tebessümü hiç eksik etmedi. Zira biliyordu dokunduğu her tabağın aslında hayaline gittiğinin. Hayale giden yol yorucuydu elbette.Çalışmaktan arda kalan zamanlarda yorgunluklarını tutkuyla izlediği, hep içinde olmak istediği siyah beyaz Türk filmleriyle hayallere dalarak, kendine yeni ve temiz Efkan'lar katarak atardı.

Efkan da izlediği filmlerdi aslında. Aşık olup, ince hastalıktan ölecek kadar narin, bir, tek kırmalıyla hiç doldurmadan, otuz el ateş edecek kadar komik, namus belasına verilen can kadar, vurun kahpeye diyebilecek kadar gerçek, fakir ama gururlu, yenilen ama ezilmeyen... Anneciğim, bu amcayı çok sevdim, ona baba diyebilir miyim” diyecek kadar şefkate muhtaç, “benim de senin yaşlarında bir oğlum vardı evladım” diyecek kadar acılar çekmiş, asla kovulmayan, kovulduğunda “hayır siz kovmuyorsunuz, ben vazifemden istifa ediyorum” diyen, kafasındaki sargılar açıldığında kör olan, araba çarptığında gözleri açılan, “hayır durun, o suçsuzdur, aradığınız suçlu benim” diyecek kadar dürüsttü. “Sen arkadaşımın aşkısın” diyerek aradan çekilir, “babanın kanını yerde koma oğul” diyerek araya girerdi. “Yaa, justinyanus, buna osmanlı tokadı derler” diyerek bütün milletleri dize getirirdi. Bütün meyhaneciler kadar kalender, dert dinleyen, halden anlayan, müşterileriyle kah ağlayan kah gülen, iyi içendi, Hikayesiyle her daim Cannes’e aday türk filmiydi aslında. Mutlu sona inanan, dudağının yanındaki tebessümü hiç kaybetmeyen...

Ve kendi filminin başrol oyuncusu Efkan Usta günü geldiğinde hayalinin gerçek hali eşsiz bir mekanı yarattı dişiyle tırnağıyla. Sandalyelerinde Yeşilçam'ın unutulmazlarının oturduğu, Zeki Müren'in iç titreten sesinin inceden nağmelendiği, balığın mezenin en tazesini, rakının en nefisini, muhabbetin en hasını, bulacağınız, yan masayla kadeh tokuşturulabilen sıcacık bir mekan. "Tıpkı filmlerdeki gibi" ...